MİDEMİZİ Mİ YOKSA
BEYNİMİZİ Mİ DOYURMALIYIZ?
Yemeğimizi sadece karnımızı doyurmak,açlığımızı
gidermek için mi yeriz? Mutlu veya
stresli olduğumuzda kendimizi
ödüllendirmek için yemek yediğimiz de olmamış mıdır? Aslında her iki durumda da
besinleri aldıktan sonra vücudumuzdaki sindirim aynıdır,fizyolojik olarak açlık
tokluk merkezi ile ilişkilidir.
Vücuttaki açlık ve tokluk hissi, tamamen vücut içerisindeki
enerji, su ve diğer besinsel elementlere duyulan ihtiyaç ile ilgilidir. Vücuda
alınacak besin miktarını ve iştahı düzenleyen en önemli sinirsel merkezler,
hipotalamusta bulunur. Hipotalamusun orta çizgiye yakın ve aşağı bölgesinde bir
“tokluk merkezi” (ventromedial hipotalamus), kenara yakın bir bölgesinde de
“açlık merkezi”(lateral hipotalamus) bulunur.
Açlık hissini başlatan en önemli etmenin ilk kez 1999
yılında Japon araştırıcı Kojima ve arkadaşları(2001) tarafından keşfedilen
polipeptid yapısına sahip Ghrelin hormonu olduğu bildirilmiştir. Kan glikoz
düzeyinin düşmesi ve kan serbest yağ asidi düzeyinin yükselmesi açlık hissini
uyandırır.Metabolizmanın açlık durumu, besinlerin vücuda alınmadığı ve enerji ihtiyacının internal depolardan sağlandığı durumdur. Açlık
midede oluşmaz. Çünkü midesi cerrahi olarak uzaklaştırılan insanlarda belirgin
bir açlık hissi gözlenmiştir.
İştahın kontrol edilememesinin
nedenlerinden en önemlisi de duygu durum bozukluklarıdır. Gün içinde yaşanan
duygu durumlarına bağlı olarak kendimizi farketmeden sevdiğimiz bir besini
tüketirken bulabiliriz. Bunun nedeni yaşanan duyguyu bastırmak için besini bir araç olarak kullanmamızdır. Karşılaşılan
bu durum ‘emosyonel yemek yeme’ olarak
adlandırılır ve çoğu zaman kişiyi psikolojik yönden rahatlatsa da fizyolojik
yönden zarara uğratır. Bu durumla başa çıkmak için emosyonel yemek yeme ve fizyolojik
açlığın farklarını bilmek gerekir.
Emosyonel yemek yeme
durumunda ;
-açlık hissi aniden gelir,
-yemek yedikten hemen sonra memnuniyet oluşur,
-mide doludur ancak yeme işlemi devam eder,
-özel besinlere (çikolatalı tatlı vb. gibi) istek artar,
-hissedilen duygu bastırılmaya çalışılır.
Fizyolojik açlık
durumunda ise;
-açlık hissi yavaşça mide boşalmasıyla başlar,
-memnuniyet sonradan gelir,
-mide dolduğunda yemek yeme biter,
-özel bir gıda yerine birçok gıdaya aynı anda istek oluşur,
-sadece açlığı bastırmak için beslenme amaçlanır.
Tokluk hissi;vücudumuza yeteri kadar besin
alımı,hipotalamusta sinyal oluşması ve
besin alımının bitirilmesinden sonra açlık hissi oluşana kadar geçen süredir.
Doyma ile tokluk hissi karıştırılmamalıdır. Doyma besin alımının kesilmesidir.Şimdi ‘Midemizi mi yoksa beynimizi mi doyurmalıyız?’ sorusuna tekrar döndüğümüzde; yukarıdaki bilgiler ışığında farkındalığımızı arttırıp,duygu durumumuzu bir kenara bırakıp, aklımıza ilk gelen besine saldırmadan önce kendimize zaman vererek o besine gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını sorgulayarak tükettiğimizde midemizi doyurmuş oluyoruz. Biz midemizi doyururken vücudumuzun sürekli işleyen fizyolojisi de boş durmayıp beynimizi doyuruyor ve denge sağlanmış oluyor.