23 Mart 2015 Pazartesi

Karbonhidratlar olmadan asla !

   
 Yaşamımızı devam ettirmek için toplamda 6 besin öğesinden yararlanırız. Bunlar: Karbonhidratlar,proteinler,yağlar,mineraller,vitaminler ve sudur. Bu besin öğelerinin hepsi birbirinden önemlidir fakat yiyeceklerimizdeki miktarının fazlalığına bakarsak karbonhidratların yeri ayrıdır. 
     Karbonhidratlar vücudumuzun vazgeçilmez temel enerji kaynağıdır. Yani harcadığımız enerjinin büyük bir kısmını karbonhidratlar sağlar. Bu nedenle günlük almamız gereken enerji oranlarına bakarsak % 55-60 kadarını sadece karbonhidratlar karşılamalıdır. Bu da günlük beslenmede yaklaşık 100-125 gr karbonhidrat almamız gerektiğini göstermektedir. Günlük 100-125 gr karbonhidrat almamız vücudumuzun yaklaşık 400-500 kkal enerji alması demektir. :)

      Karbonhidratların vücudumuzdaki işlevleri : 
     -Vücudumuzdaki bütün dokular enerji ihtiyaçları için karbonhidratları kullanırlar. Özellikler beyin dokumuz enerji ihtiyacını sadece karbonhidratlardan sağlar. 
    - Karbonhidratlar antiketojeniktirler. Yani vücudumuza aldığımız karbonhidratlar gereğinden az alınırsa vücudumuzda keton ve asitler oluşur.Bunlar vücut sıvılarındaki asiditeyi arttırır ve kanın alkalitesini azaltır. Bu durumda ketozis meydana gelir ve komaya neden olabilir. Bu durumu önlemek için günlük en az 50 gr karbonhidrat alınması gerekmektedir. :)
     -Karbonhidratların bir diğer özelliği de su ve elektrolitlerin vücutta kalmasını sağlamalarıdır. Özellikle sodyumun bağırsaklardan kana geçişine yardımcı olurlar.
     - Enerji için karbonhidratlar yeteri kadar alındığında vücudumuz proteinleri enerji için kullanmaz ve proteine olan ihtiyacımız azalmış olur. :)
     Karbonhidratlar basit ve bileşik olarak gruplanırlar. Basit karbonhidratlar :
 Sindirime uğramadan, bağırsaklardan 15- 20 dakikada emilip kana geçen ve doğrudan enerji kaynağı olarak kullanılan şekerlerdir. Kan şekerinde ani yükselme ve düşüşe neden olurlar. 
- Çay şekeri (sakkaroz) 
- Meyvelerde bulunan meyve şekeri (fruktoz) 
- Süt şekeri (laktoz)
 - Bal, reçel ve pekmezde bulunan basit şekerlerdir.
 Kompleks (bileşik karbonhidratlar): Sindirimleri yaklaşık  3-4 saat süren ve kan şekeri üzerindeki etkileri daha yavaş ve uzun süreli olan karbonhidrat türüdür
-Tahıllar (ekmek, pirinç, makarna, bulgur, mısır, un gibi) 
 -Kuru baklagiller (kurufasulye, nohut, barbunya, mercimek gibi)
 -Sebzeler (bezelye, patates gibi)

      Kan şekerimizdeki dalgalanmaları göz önüne aldığımızda tercihimizi  kompleks karbonhidratlardan yana kullanmamız vücudumuz için daha sağlıklı bir seçim olacaktır. :)
     

8 Mart 2015 Pazar

Yeterli ve Dengeli Beslenme Önerileri

1) Süt,et,tahıl ve sebze-meyve grubundan her gün yeterli miktarlarda tüketmeye özen gösterin.Besin çeşitliliğine önem verin. Yani tabağınız tek tip besinle değil her renkten besinlerle dolu olsun :)
2)Öğün atlamayın.Öğünlerinizi sabah kahvaltısı,kuşluk yani 1. ara öğün,öğle yemeği,2.ara öğün,akşam yemeği eğer ihtiyaç duyarsanız gece ara öğünü şeklinde düzenleyebilirsiniz. Ara öğünler sizi anlık kan şekeri düşüşünden korur.Böylece kan şekeriniz gün boyu dengede kalmış olur. :) 
3)Kahvaltıyı alışkanlık haline getirin.En önemli öğününüz tabiki sabah kahvaltınız olsun.Kahvaltı yapmadan güne başlamayın.Kahvaltınızı en geç sabah saat 9 a kadar yapmış olursanız metabolizmanızı gün boyu çok daha kolay aktif halde tutarsınız. :) Ayrıca kahvaltının bir ayrıcalığı da önünüzde aldığınız kalorileri yakabileceğiniz koca bir gün olması:)
4)Düzenli vücut ölçümü yaptırın ama tabiki bunu takıntı haline getirmeyin. :) Vücut ağırlığınızı dengede tutmanız çok önemlidir.Önceki vücut ağırlığınızı bilmezseniz kilo alıp almadığınızıda bilemezsiniz.
5)Beslenme ve Diyet uzmanıyla görüşüp ideal vücut ağırlığınızı öğrenin.
6)Şeker ve tuz tüketimini azaltın.Gittikçe artan şeker ve tansiyon hastalıklarından korunmak için kesinlikle dikkat edin.Mesela buna öncelikle çayınıza şeker atmayı bırakarak ya da masalarınızdan tuzluğu kaldırarak başlayabilirsiniz.Çünkü yemeklerimize attığımız tuz ve gün içerisinde aldığımız karbonhidratlar vücut için yeterli olmaktadır.Biliyorsunuz ki fazlası yağ olarak depolanır. :)
7)Tam tahıl ürünlerini tercih edin.Hem posa açısından hemde besin değeri açısından daha zengindir.Ayrıca posa; bağırsak hareketlerini düzenler, kolon kanseri riskini de azaltır.
8)Doymuş yağlar içeren hayvansal kaynaklı yağlar yerine doymamış yağlar içeren bitkisel sıvı yağları tercih edin.
9)Bol bol su için.Daha dinç bir vücut için günde en az 2 litre su tüketin.(Yaklaşık 8-10 bardak)
10)Alkol tüketiminden kaçının.
11)Alışveriş yaparken etiket okuma alışkanlığı edinin.Bu alışkanlığınız yediğiniz besinlerin daha güvenli ve sağlıklı olmasını sağlar.
12)Tüm bunların yanında sağlıklı ve uzun bir yaşam istiyorsanız düzenli fiziksel aktiviteyi asla ihmal etmeyin.En azından günde 45 dakikalık bir yürüyüşü programınıza ekleyin. :)




Yeterli ve Dengeli Beslenme

     
     
     Yaşam için 50 ye yakın besin öğesine gereksinim olduğu ve insanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi,uzun bir yaşam sürmesi için bu öğelerin her birinden alınması gereken miktar uzmanlar tarafından belirlenmiştir.Bu öğelerin herhangi birisinin alınmadığı,eksik ya da fazla alındığı durumlarda büyüme ve gelişmenin engellendiği,sağlık halinin devam etmediği bilimsel olarak ortaya konmuştur.Besinler önerilenden daha fazla miktarlarda tüketilirse vücutta fazlası yağ olarak depolanacağından sağlık için zararlı olmaktadır. 
     Vücudun büyümesi,yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumuna " yeterli ve dengeli beslenme " denir. Yeterli ve dengeli beslenme için 4 temel besin grubunda yer alan besinler her öğünde yeterli miktarda tüketilmelidir. Bu 4 besin grubu: süt grubu,et-yumurta-kurubaklagil grubu,sebze ve meyve grubu,ekmek ve tahıl grubudur.
     Yeterli ve Dengeli Beslenen Kişiler : 
Sağlıklı bir görünüşe,
Esnek ve hareketli bir yapıya,
Canlı,parlak saçlara ve cilde,
Kuvvetli ve gelişimi normal kaslara,
Çalışmaya istekli bir kişiliğe,
Uygun boy uzunluğu ve vücut ağırlığına,
Normal zihinsel gelişmeye,
Çok çabuk hasta olmayan bir yapıya sahiptirler.
     Yetersiz ve Dengesiz Beslenenler ise ;
Aşırı zayıf veya şişman,
Hareket etme isteği azalmış,
Sağlıksız cilt yapısına sahip,
Baş ağrısını sık yaşayan,
Yorgun ve isteksiz bir yapıya sahiptirler.
     

2 Mart 2015 Pazartesi

Hafife alınan nörolojik hastalık:Baş Ağrısı

           Yaygın bir ağrı tipi olan baş ağrıları organik bir hastalık olmadan ya da ciddi hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkar.
Toplumun %90’ı yaşamının bir döneminde baş ağrısı deneyimleyebilir.Kafa tasındaki tüm yapılar ağrıya duyarlı değildir.Görülme sıklığı bu kadar fazla olmasına rağmen önemsenmeyen baş ağrılarının nedenleri:
      Kafa içi tümörler ve enfeksiyonlar,bakteriyel ya da viral menenjitler,akut sistemik enfeksiyonlar,baş yaralanmaları,beyin hipoksisi(beynin oksijensiz kalması),şiddetli hipertansiyon,akut ve kronik göz, kulak, burun ve boğaz hastalıkları olabilir.
           3 tip baş ağrısı vardır. Bunlar:migren,gerilim tipi,küme tipi.
           Migren:Migrende ağrı nöbetlerinin mekanizması tam olarak anlaşılmamıştır. Ancak serebral kan akımının azalmasına bağlı auraların ortaya çıktığı belirlenmiştir.Bu durumu serebral kan akımında artma ve vazodilatasyon(damarlarda genişleme) evresi izler. Bu evrede baş ağrısı yaşanır.
         Migren ağrısı genellikle tek taraflı zonklayıcı niteliktedir.Gün içinde başlar ve baş ağrısı ile birlikte bulantı-kusma, diyare, ürperme, bayılma duygusu gibi bulgular olabilir.Ağrı genellikle hareketle şiddetlenir 24-48 st sürer.Migren ağrısı genellikle ataklar şeklinde başlar. Sıklık değişkendir. Genellikle ayda 1-4 atak olabilir.
           Gerilim tipi:Genellikle orta yaşlı kadınlarda görülür.Hastaların %40’ında aile öyküsü vardır.Stres, anksiyete ya da depresyona maruz kalındığında ortaya çıkar.20 yaş civarında başlamaktadır.Ağrı genellikle ensede başlar, başın üst bölümüne yayılır.Süresi 30dk ile 7gün arasında değişir.
            Küme tipi:Genellikle erişkin yaşta (30-60 yaş) başlar.Erkeklerde kadınlardan 10 kez fazla görülür.Baş ağrıları genellikle gece olur ve tek göz etrafında çok şiddetlenir.Aile öyküsü yoktur.Bir-üç aylık dönemler halinde her gün tekrarlayan ağrı nöbetleri 30-120 dk sürer.Her ağrı nöbetinden sonra tam düzelme olur.

Önce Tanışalım :)

    26 Haziran 1994 yılında Manisa'nın Salihli ilçesinde doğdum. Liseyi yine Salihli'de, Sekine Evren Anadolu Lisesi'nde okudum. Şuanda İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde Hemşirelik 3.sınıf öğrencisiyim ,ayrıca Beslenme ve Diyetetik bölümünde çift anadal yapmaktayım. Yani anlayacağınız  üniversite tercihlerimi yaptığım gün aslında sağlığı hayatımın merkezi haline getirmiştim.
     Şuana kadar ilki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere, Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde stajlara katıldım. Benim için hemşirelik; görüp,öğrenip uygulama yaptıkça mutlu olacağınız eşsiz bir meslek. Hemşireliği sevdiğim kadar tabi ki diğer bölümüm olan Beslenme ve Diyetetik'i de çok severek okuyorum. Beslenme zaten çağımızda popülaritesi çok fazla olan (bilenin ,bilmeyenin kısacası herkesin yorum yapmaya çalıştığı) derya gibi bir alan. 
    Her ikisi de sağlık alanı olsa da birbirinden farklı olan bu iki alanda edindiğim bilgileri bloğumda sizlerle severek paylaşacağım. Takipte kalınn .. :)